17 Nisan 2012 Salı

İNTİHAR SÜSÜ VERİLMİŞ DOĞUMGÜNÜ MESAJI

Hatırlıyor musun, öldürmüştün beni bir keresinde. Gerçi unutmuşsundur sen kesin. Ya da karıştırmışsındır, bilememişsindir hangisinden bahsettiğimi. Çok fazla öldürdün sen beni, muhtelif aralıklarla. Öldürdüklerinden birinde senin doğumgünün civarıydı mesela. 4'ün 16'sı, cumanın ertesiydi. Avucumda siyah bir kelebek vardı. Seninle başbaşa oturduk diye ayaklanmıştı tüm Ankara, pankartlar sokaktaydı, sokaklar eylemdeydi. Acemiydim. Dilim dönmezdi zaten hiç senin karşında. Yıllaryılı hep utandım güzel kadınlara bakınca ben. Güzel bir kadın beni sevmek istediğinde annemin eteğini çekiştirirdim ta çocukken, arkasına saklanırdım. Doğru düzgün bakamadım da zaten o gün sana. Azrail diye bir şey anlatırdı annem bana, ona da bakamazmış insan ölürken. Kâh huzurdan kâh korkudan. Benim sana bakamayışım huzurdandı. Avucumda da siyah bir kelebek vardı. Sana o kelebeği anlattım. Nereden geldiğini, neden siyah olduğunu, niye avucuma konduğunu anlattım. Dinliyormuş gibi yaptın galiba bilmiyorum, ben sen dinliyormuşsun gibi anlattım. Şimdi sana sorsam anlatamazsın ama eminim. Ne sigara içmiştim ama di mi o gün? Heyecanlanmıştım epey, konuşurken sesim titriyordu. Yan masalarda oturan herkesten nefret ediyordum o anlarda, çünkü herkes sessizleşmişti. Herkes beni dinliyor gibiydi. Çünkü sen beni dinliyor gibiydin. Gözlerin bana bakıyor gibiydi. Avuçlarımda siyah bir kelebek vardı. Sana verdim onu. Avuçlarında siyah bir kelebek vardı. Saklayacağını söyleyip sakladın bir yerlere. Seri katillerin tipik özeliklerinden birisiymiş bu, belgeselde gördüm. O günden iki gün sonraki öldürüşün beni ilk öldürüşün değildi ama son da değildi denir. Böyle tanımlanır tarih kitaplarında. Çok fazla öldürdün sen beni, muhtelif aralıklarla. Öldürdüklerinden birinde senin doğumgünün civarıydı mesela. Avuçlarımızda siyah bir kelebek vardı. İki gün sonrasında sen beni yine öldürmüştün, hatırlıyor musun? Bugün onun yıldönümü işte.

Ve sen beni kronik olarak öldürüyorsundur.

Kutlu olsun.