29 Temmuz 2012 Pazar

Sarhoşun Günlüğünden Bir Kesit



her "L" harfini kullandığında dili üst dudağına bir öpücük vuruyordu. Çok ağırdı çekim. Beynim en ufak detayları bile atlamamıştı. Gözlerini kırparken kıvrılan kirpikleri birbirine çarptığında çıkan sesle irkilip, irislerindeki o muhteşem ışık dansının etkisiyle tekrar büyüleniyordum. Sanki saatlerdir onu izliyor gibiydim. Kendime geldiğimde çoktan kalkıp gitmiş, ardında tek başına yaptığı koca bir katliam bırakmıştı. O, zamanı yavaşlatabilen, çok yetenekli bir kadındı.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Okunmaya Değmez Monologlar - 2


____________________________
- Anne
+ Efendim?
- ...
____________________________

Öleceğiz, çünkü doğduk. 
Basit.
Ve bazen ağladığımızı kimse duymazsın diye duşa gireriz.
Siz hiç başınızdan aşağı sular dökülürken ağladınız mı?

____________________________
- Anne
+ Efendim?
- Şu uyku haplarını getirir misin? Benim ellerim kanlı.
____________________________


22 Temmuz 2012 Pazar

Okunmaya Değmez Monologlar - 1



____________________________
- Anne
+ Efendim?
- Yok bi'şey...
____________________________

Vahşice sigara içiyorum. Çok da seviyorum sigara içmeyi. Hatta sigara içmeyen insanlara mesafeliyim, çok temiz kokuyorlar. Çok temizler. Temiz insanları sevmem. Temiz insanlar toplumun seline kapılmış kendi yolunu çizememiş insanlardır benim gözümde. Alkolikleri ve uyuşturucu kullananları severim. Hayatını bir kenara atmayı başarmış insanları severim. En büyük başarı başarısızlıklardan doğar çünkü. En büyük efsaneler hayatı ciddiye almayanlardan doğmuştur. Birer hiçiz ve bunun farkına varmalıyız. Ben bir hiçim ve hiç olmamış olanlara baktığım zaman hiçliğimle gurur duyuyorum. Hiçbir şekilde umut vaad etmiyorum ve bu benim derdim değil. Hiçbir şeyin güzel olacağını söylemiyorum, çünkü yalancı değilim. Böyle konuştuğumda da tepki gösterenler oluyor ama bunu da normal karşılıyorum. Çünkü insanlar farkına varmadıkları bu büyük çaresizliğe öylesine hapsolmuşlar ki; gerçekleri söylediğinde karamsar, yalanlar uydurduğunda 'muhteşem' oluyorsun. Üzgünüm, gerçekleri söyleyen bu kadar az kişi varken bir başkasının kıçının rahatı için yalanlar uydurup rol kesemem. Nasıl devasa bir bok çukurunda olduğumuzu herkes farketsin istiyorum. Birbirlerine mutluluk vaad eden şu sevgililere bir bakın mesela! Samimiyetsizliğin anıtlar. Günümüzdeki ilişkilerin büyük bir çoğunluğu sahtekarlık harcıyla örülmüş duvarlara benziyor. "Benimle güzel bir hayata yelken açar mısın?" kadar samimiyetsiz bir teklif olamaz. Bu gerçek bir sevgi değil. Güzel şeyler yaşamak için bir araya gelmek tamamen cinsel içgüdülerin ahlak denen yoz balçıkla kaplanmasından ibaret. Her ne boksa be öööf. Nerden geldik bu konuya?

İşsizim, param yok ve bunun suçlusu benmişim gibi davranılıyor. Bundan 10 yıl önce her şeyin muhteşem olacağına inanıyordum. Bundan 10 yıl sonrası için ise hiçbir şeye inanmıyorum. Peki hiçbir şeye inanmayarak hayalkırıklığını engelleyebilir miyiz gerçekten de? Yoksa hayalkırıklığını hayatın geneline mi yaymış oluruz? 


Her neyse, siktir et. Bi sigara daha içelim mi?
İçelim...

20 Temmuz 2012 Cuma

Nekrofili


Pürüzsüz bir cildin, güzel bir burnun, harika dudakların ve kusursuz bir vücudun olabilir...

Ama kalbin yok be kadın.

Ve ben nekrofili değilim...