20 Ağustos 2012 Pazartesi

Ne Bir Eksik, Ne Bir Fazla



umutsuzluk;
ne bir eksik, ne bir fazla.
çırılçıplak dikiliyor karşımda, davetkâr.
şemsiyelerini zor taşıyan ince bilekli kadınlar 
kaldırımlara namlarını yazıyorlar.
uzaktan bakılıyorlar uzaktan bakanlar tarafından.
gagasında sevincini taşıyor bir kırlangıç,
gagasından sevincini düşürüyor kırlangıç.
mutsuzluk;
ne bir eksik, ne bir fazla.
kemanın biri ağlıyor ahşap pencereli bir dairede
başını virtüözünün omuzuna yaslamış,
hıçkırıyor: "sol diyez, fa, mi..." 
bina ağlıyor sanki.
çünkü binadaki herkes ağlayacak bir şeyler arıyor.
ah ne kolay ağlayacak bir şeyler bulmak!
binadaki herkes ağlayacak bir şeyler buluyor,
mesela yalnızlık;
ne bir eksik, ne bir fazla.
tanrısına küsen bir peygamberin yalnızlığı var üstümde.
kesiklerle dolu sağım solum,
yaram berem içimde kalbim.
gözleri görmeyen bir kadın bağırarak geçiyor penceremin dibinden,
yazmanın beni iyileştiremeyeceğini anlatmak istercesine:

"Üç kutu yarabandı 1 liraa!
3 kutu yarabandı bir liraa!
Üüüç kutu yarabandı 1 lira!" 

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Tütünsel Reaksiyon

Sen son nefesini gırtlağındaki hırıltılar eşliğinde verirken bir sigara daha yakıyorum. Ben böyle bi adamım, ne olursa olsun sigara yakıyorum.