29 Şubat 2012 Çarşamba

Yüksek bir yerlerden alçak bir yerlere altasak ya bazen?

Kesif demir kokusunda balkon demirleri, paslıdır hani.
Süet bacaklı kadın, menekşe yaprağı dokusunda teni.
Her fırsatı kaçırdı, kaçırmadı son treni.
Aşk olsun anlambozan tüm tam uyaklara,
sela mulamaları nefendisi...

Tarih atmak gerek bazı günler,
şöyle epey yüksek bir yerden..
Kuru pamukla fasulye çimlemek.
Sevişmeden çocuk döllemek.
Sırf inat olsun diye yanlış otobüsün durağında beklemek.

Ve artık şiir yazarken uyakları siklememek...

Ben sana bunları hep okumuşsum meğerse...
Ama sigaranı ağzında unutmuşsun,
külleri memelerine düşmüş.
Bir gözün kapanmış, diğeri açık.
Bakışın istavrit kadar ölü.
Nabzın bir ölü kadar ölü.
Bir ölünün ölebileceği kadar ölmüşsün.
Her ölünün ölemeyeceği kadar çok ölmüşsün.
Sigaranı da ağzında unutmuşsun zaten,
külleri memelerine düşmüş.

Vereyim mi sigara?



Raymond Dufayel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder